Carretera Austral'in yapımına 70'li yıllarda başlanmış. Öncesinde Şili'nin Kuzey ve Güneyi arasındaki ulaşım deniz yoluyla veya Arjantin üzerinden sağlanmaktaymış. Bunu gören askeri diktatör Agusto Pinoche iktidardeyken bu yolun yapılmasını istemiş. Özgürlükleri alıp yerine duble yol veren diğer diktatörler gibi.. anladınız siz onu. Zaten yol üzerindeki tüm köprülere generallerin ve diğer subayların ismi verilmiş. Bi ara askerliğim aklıma geldi, yalan değil.
Chaiten Carretera Austral'in başlangıç kısmındaki küçük bir kasaba. Bu kasaba 2008 yılında faaliyete geçen Chaiten volkanıyla tanınıyor. Kasaba boşaltıldıktan sonra birkaç yıl bu kasabanın tarihe gömülmesi planlananmışsa da 2013'te tekrar yerleşime açılmış. Tahribatın boyutları hala gözlemlenebilmekte.
Parque Pumallin-Chaiten 2016 |
6 bisikletçi Triny'nin bahçesinde kamp yapıp yol üzerine konuşuyoruz. Herkeste garip bir heyecan var. Hayal edilen yerde olmanın verdiği hazzı kurulan her cümlede hissediyorsunuz. Aynı rüyada buluşmuş birbirinden çok farklı hayatlar... herkes rüyasında diğer karakterleri önemsiyor, hayatlarındaki bu dönüm noktasındaki yol arkadaşlarını adeta zihnine kazımaya çalışıyor. Sohbete duyulmuyor tabi ki.
Chaiten'den ayrılırken bir sonraki durağımız neresi olacağına dair pek fikrim yok. Santa Lucía isimli köye tek günde varamayacagimi bildiğimden yol üzerinde herhangi bir yerde kalırım diye düşünerek vuruyorum kendimi yola. 60 km kadar sonra asfalt bitiyor. Heyecan şimdi başlıyor . 10 km kadar sonra bir tırmanış başlayacak. Bu tırmanışa ertesi güne bırakmaya karar verip yol kenarında gördüğüm terkedilmiş bir kulübeye yaklaşıyorum. Bu kulübede geçiriyorum geceyi.
Ertesi gün 60-70 km civarında yol almayı planlıyorum. Ama öncesinde yakın bir yerdeki buzula giden patikayıl farkediyorum. Önce biraz trekking yapayım diyor ve vuruyorum kendimi yola. 1 saat sonra güzel bir manzarayla karşılaşıyorum. Buzula umduğumdan daha uzak kaldığı için biraz canım sıkılmış olsa da manzaranın tadını çıkarıp kulübeye dönerken keyfim yerinde. Eşyalarımı hazırlayıp yola vuruyorum yine kendimi.
Ilk 10 km'de ciddi bir yokuş olduğunu biliyordum, ama yolun bu kadar bozuk olacağını tahmin etmemiştim. Bozuk yolun da etkisiyle zor anlar yaşarken lastiğimin patladığını farkediyorum. Hemen yedeğiye değiştirerek devam ediyorum yola. Sonra bir tane daha. Diğer yedeği takıyorum bu defa. Yokuşu güç bela çıktıktan sonra inişe geçtiğimde de içim rahat değil. Yoldaki taşların zarar verme ihtimali çok yüksek. Derken bir patlak daha. Yedek lastiğim kalmadığından bu defa lastiği onarmak gerekecek . Şansıma bir nehir kenarındayım ve patlağı bulmam zor olmuyor. Bilirsiniz patlagin yerini tespit etmede en klasik yöntem şambriyeri biraz şişirip suya daldırmaktır. Yanimda yeterli su ve uygun bir kova olmadigindan nehir yetişiyor imdadıma. Yedekleri de tamir edip yola çıkıyorum. Sadece 30 km yaptığım bu zor günu Santa Lucia isimli köyde bitiriyorum.
Ertesi gün nispeten daha rahat bir parkur var önümde. Sabah saatlerinde gayet hızlı yol aldıktan sonra öğle yemeği için duruyorum. Derken 50'li yaşlarda bir bisikletçi yaklaşıyor ağır ağır. Adı Victor. Şilili. Oğluyla planlamış bu seyahati. Şimdi tek başına... hayat işte diyor yutkunurken. Oğlunun resmi hemen gözünün önünde, her pedalı oğlu için. Babamın büyük kırmızı bisikletiyle beline sıkıca sarılıp gezişim geliyor aklima. Ne güzel olurdu birlikte pedallamak.
15 dakika sonra bir kadın bisikletçinin yaklaştığını görüyorum. Vicky eski bir rugby oyuncusu, sonrasında öğretmenlike yapmaya başlamış. İngiltere Milli takımında da oynamış. Ögretmenlik yıllarından sonra rugby'ye dönmek istemiş ve bu amaçla Yeni Zelanda'ya gitmeyi koymuş kafasına. Hayatindaki bu değişikliği yaparken aradaki geçişi bisiklet turuyla yapmak istemiş. Dağ bisikletiyle bozuk yolda uçarcasına ilerlemeye devam etti. Vicky önde Victor arkada La Junta'ya doğru devam ediyoruz.
La Junta'ya akşama doğru vardıkan sonra alışverişimizi yapıp kamp alanına gidiyoruz. Çadırımí kurup dinleniyorum biraz. Bugün patlak lastik yok diye düşündüdüşündükten 15 dakika sonra bu defa ön lastiği zemine yapışmış olarak görüyorum. Küçük bir patlak yavaş yavaş indirmiş havasını. Kalan son enerjiyle lastiği tamir edip güzel bir uyku çekiyorum üzerine.
Ertesi gün yağmurla uyanıyorum. Bugünkü hedefim Puyuhuapi. Yağmuru bekleyip biraz azaldığını görünce çıkıyorum yola. Viktor bir gün dinleneceğini söylüyor La Junta'da. Biz Vicky ile devam ediyoruz. Yolda tekrar başlıyor yağmur. Son kısma doğru zorlaşıyor yol. Uygun bir kamp yeri bulup gölün tadını çıkarıyoruz. Bu gölün güzelliğinden etkilenmemek mümkün değil. Dağların arasında rüzgara aldırmaksızın dinginliğini koruyor. Kameramı kapıp fotoğraf çekiyorum bol bol. Ertesi gün en yüksek geçiş noktalarından biri olan Parque Queuhulat bizi bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Ekle