Villa O'higgins-El Chalten sınır geçişi

Carretera Austral'in son durağı olan Villa O'higgins'ten ayrılma zamanı. Şili'nin daha güneyine ulaşmak için burdan sonra deniz yolunu kullanmak veya Arjantin üzerinden devam etmek zorundasınız. Benim hedefimde Arjantin var. Zorlu bir geçiş bu. Hele ki yaz harici bir zamanda geçiyorsanız işiniz daha zor. Belki de en ideal zamanda oradayım. 

Burdan Arjantin'e geçmek için yaya veya bisikletli olmanız gerekiyor. Motorlu araç için uygun bir yol değil. Belki de bu sebeple bu kadar özel. İki gün sürecek bir macera bu. İlk gün tekneyle Lago Villa O'Higgins ve Arjantin sınırına kadar olan yolu geçecek, sonrasında Lago Desierto'ya ulaşıp bir gece orda konaklayacagiz. Ertesi gün Lago Desierto'yu geçip 35 km pedallayarak El Chalten'e ulaşacağız. 

Villa O'higgins'te uzatmalı olarak 3 gün kalıyorum. İki günü hava koşullarıyla ertelenen tekneleri beklemekle geçiyor. Nihayet üçüncü günün sonunda iyi havanin haberi geliyor ve yola koyuluyorum.  İki günde bir sefer var ve bekleyiş sonrasında epey bisikletçi birikiyor. Sabah erken saatte kasabadan ayrılıp limana gidiyoruz.  


Dedim ya çok bisikletçi var diye. Teknenin kapasitesi 17 kişi. 14'ü bisikletçi. Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, Brezilya, Arjantin, Şili ve Türkiye bisikletcilerden oluşan kafileleyle sınır mı geçiyoruz Dünya kupası çeyrek finali mi var belli değil.   


Fırtınalı birkaç günden sonra gölün dinginliği ve manzara keyfimizi yerine getiriyor. 3 saat süren bu yolculukta güneş türlü oyunlarla her seferinde farklı bir manzara sunuyor bizlere, tepelerden süzülüp gelen çağlayanlara hayran oluyor bulutların arasında dans eden Condor'ları heyecanla izliyoruz.

Zorlu kısım asıl şimdi başlıyor. Tekne bizi karşı tarafa bıraktıktan sonra bizi bekleyen kısmın zorluğunu hiçbirimiz layıkıyla bilmiyoruz aslında. İner inmez herkes bisikletini hazırlamak için hummalı bir çalışma içinde.   


Yol arkadaşlarım burada siesta yapmak istediklerini söylüyorlar.  Benim zerre uyku yok gözümde.  Şili'li arkadaşımla devam ediyorum yola. 250 metre kadar sonra Şili gümrüğüne geliyoruz. İlginç bir şekilde sistemlerinde sorun olduğu için Şili vatandaşlarını bekletiyorlar. Yabancılar ise 2 dakikada hallediyor işini. Şili'li arkadaşım "sen kaç beni tanıdılar.. ben bunları tanıyorsam sorunu bugün çözemezler, ben bugün kalırım burda sen devam et" diyor bana. 

Tam o sırada arka tekerde iki jantin daha kırılmış olduğunu görüyorum.  Zaten bir tanesi 300 km önce kırılmıştı. Bu durumda bozuk bir yolda bisikletle ilerlemek büyük risk. Zaten yol da sağlam bisikletle dahi ilerlenecek gibi değil. 
Öyle bir tırmanış var ki.. hani dönebilecek bir yer olsa dönesi geliyor insanın. Yaklaşık 500 metrelik tırmanış boyunca itiyorum bisikleti. Arada soluklanmak için manzaraya dalınca bambaşka bir heyecan kaplıyor içimi. Sonra itmeye devam ederken bu heyecan kaybolup yerini ne işim var benim burda düşünceleri alıyor.


Nihayet 10 km civarindaki tırmanış bitiyor ve Arjantin'e hoşgeldiniz yazan tabelayı görüyorum.  Bu iyi işte.  Yalnız tabelayı koyan abiler yol yapmayı unutmuş.  Sadece ormanın içine kıvrılan bir patika var. Hadi bakalım. 


Patika boyunca ilerlemeye devam ediyorum. İniş başlıyor ama patikada bisikletle ilerlemek imkansiz. Dağ bisikletiyle belki. Ama benim asfalt sever, üç dişi eksik, yükten boynu bükülmüş bisikletimle çok zor. İte kaka ilerlemeye devam ediyorum. İki tane nehir geçişi var ama yaz mevsimi olduğundan çok zorlanmıyorum.  Ancak nehrin etrafındaki çamur tabakası canıma okuyor. Bileklerimi kadar çamur içine son gücümle bisikletimi itmeye çalışıyorum. Kavga dövüş geçiyorum bir şekilde. Halime acıyorum. Sonra aynı yolu 30 kiloluk çantasıyla geçmeye çalışan Backpackers'lari görünce tüm yükümüz omuzlamış bisikletime hitaben sevgi sözcükleri dökülüyor dilimden.  


Sonra Fitz Roy gözüküyor ufukta. Bu anı heyecanla bekliyordum ne zamandır. Bu zirvenin güzelliğini çok önceleri duymuştum. Adını Darwin'in güney Amerika seyahatindeki gemisi Beagle'ın kaptanı Fitz Roy'dan alıyor. Patagonya'nın güney kisminda tekrar yukselmeye başlayan And dağlarının ilk habercisi. Fitz Roy manzarasını güzelleştiren göl ise Lago desierto.  Bu gece Lago Desierto misafir edecek beni.


Bisikletçiler yavaş yavaş dökülmeye başlıyor kamp alanına. 15 kişi kadar varız. Göl kenarında, hayatımızın en zor günlerinden birini yaşadıktan sonra dinlemenin keyfini yaşıyoruz.

İstisnasız tüm bisikletçiler yollara düşmeden önce okunmadık blog bırakmamış. Ama nedense herkesin yorumu beklenenden çok daha zorlu olduğu yönünde. İlk kez ben de bu hissi yaşıyorum. Bu seyahat boyunca çok defa gerçekten yorulduğumu hissedip gün sonunda mışıl mışıl uyuduğumu hatırlıyorum, ama bugün ilk defa yemek sonrasında uzandığım çimlerin üzerinde yorgunluktan sızıyorum. Arkadaşlar uyandırıyor kalk yerine yat diye :)

Ertesi sabah tekne iskeleye yanaştığında kaptanla sıkı bir pazarlığa tutuşuyorum.  1 saatlik tekne yolculuğu için 500 peso (35 USD) istiyor. Arkadaşlar napıyosun falan diyorlar dinlemiyorum. Sonunda orta yolu buluyoruz. 150 Peso ile sadece bisikletimi götürmeye ikna oluyor. Ben de 4 saatlik bir yürüyüşü göze alıyorum. Bu parkurun çok güzel olduğunu daha önce okumuştum. İşime geliyor böylesi. Dağ, göl, güneş, bulut, rüzgar, çağlayan, çiçek, ağaç, avcı kuşlar.. ne ararsan var.  


Parkurun sonunda nihayet iskele görünüyor. Arkadaşlarİn bir köşeye bıraktıkları bisikletimi boynu bükük beni beklerken buluyorum. Çok keyifli ama bir o kadar da yorucu 4 saatin sonunda bir de 35 km bisiklet yolculuğu var. 3 jant eksikken hem de... hadi aslanım diyorum, yaparız biz.


Tam bu sırada iskelede görevli abi geliyor yanıma. Muhabbet ediyoruz. Bunca yıldır burdayım belki binlerce bisikletli geçti burdan, ilk kez bir Türk'e rastlıyorum diyor. Sonra bana Chalten'de casa de ciclista (bisikletçi evi) diye bir yerin adresini veriyor. Burada ücretsiz konaklama imkanı varmış.  Ooh süper diyip düşüyorum yola. 

İlk etapta yine de beni Chalten'e kadar götürebilecek bir pikap bakınıyorum ama dandik birkaç sedan haricinde araç gözükmüyor.  Çare yok atlıyorum bisiklete. İlk etapta biraz tedirginim, her kilometre sonunda jantları kontrol ediyorum. 5 km kadar gittikten sonra ikna oluyorum yolu tamamlayabileceğime. Yol toprak ama o kadar bozuk değil hani. Chalten'e doğru son sürat pedalliyorum. And dağlarının diğer tarafını, iklimin ve bitki örtüsünün değişimini hayretle izliyorum.


Öncelikle sol tarafımdan esen sert bir rüzgar karşılıyor beni. Arjantin Patagonya'sının rüzgarı hakkında genel kanıyı doğrular şekilde dengemi sarsıp yolun dışına atmaya çalışıyor beni. Dağlık bölgeden uzaklaştıkça önce yeşil düzlükler, biraz daha ilerde ise çorak bir arazi başlıyor. Zorlu sınır geçiş macerasını gün sonunda vardığım Chalten'de noktalıyorum. 

2 yorum:

  1. did I read Brazil?? :D very nice pictures!!

    YanıtlaSil
  2. you met Brazilians?! :D the pictures are so beautiful!!!

    YanıtlaSil

Yorum Ekle