Düşünceler-Cohaique

Önümde ince uzun Şili haritası açık. Carretera Austral (güney otoyolu) üzerinde Cohaique isimli bir şehirdeyim. Seyahatimin gelecek birkaç haftasını planlıyorum.


Şehrin merkezinde, şehrin kalbi gibi bir park burası. Tüm hareketi, ritmi buradaki heyecan belirliyor, herkes kan damlacıkları gibi buraya uğruyor mutlaka başka bir yere gitmeden önce. Parkın güney kısmındaki küçük havuzda serinleyip çığlık çığlığa oyunlar oynayan çocukların cıvıltıları yavaş yavaş yerini akşam serinliğinde bırakırken diğer köşedeki patlamış mısır standından gelen kokular yavaş yavaş evlerine çekilmekte olan insanları yolundan alıkoyuyor. Her haliyle ben küçük ama çok mutlu bir şehirim diyor Cohaique.

Bense parkın bir köşesinde ayak parmaklarimin arasindaki çimenlerle küçük oyunlar oynarken bir yandan da önümdeki haritaya küçük çizikler atıyor birkaç gün içinde olacakları öngörmeye çalışıyorum. Kaç km gidip, nerde kalacağım,  hava hangi gün nasıl olacak, rüzgar var mı... sonra bir ara dikkatimi haritadan insan kalabalığına kaydırıp düşüncelere dalıyorum. Doğduğum, büyüdüğüm yerden yaklaşık 20.000 km uzaktayım ve 2,5 aydır yollardayım. İşin en güzel yanı ise bir sonraki şehri, hatta ülkeyi belirleyecek paşa gönlümden başka bir merci yok. Özgürlük duygusunu çok derin hissettiğim bir an bu. Gözümü kapayıp taze bir akşam serinliğini yüzüme dokunuşunu tadını çıkara çıkara hissediyorum.

Hani derler ya anglo saxon kardeşlerimiz piknik değil bu diye. Bazen işler çok da yolunda gitmiyor. Çok dik bir yokuş,  beklenmeyen ani bir rüzgar veya sağanak bir yağmur... hatta bazen ikisi birden. Uygun bir  kamp yeri bulamama, kaybolan eşyalar,  köydeki tek bakkalın kapanmış olması... saatlerce gitmekle bir türlü bitmeyen yollar, bacaklarda dermansizlığa rağmen devam etmek zorunda olmak...

Böyle zorlu anlarda binbir soruyla dolan zihnim olumsuzluklar arasında kaybolmaya meyleder kimi zaman. Yokuşlar büyür gözümde, rüzgar hoyratlaşır. Çağıltılarını duyduğum ferahlatıcı nehirler ağaçları da alıp gider, yerini kumlara, tozları  bırakır. Güneş yakar bazen. Sağlam yakar ama, nefesin bile sıcak. Nefes almak istemezsin

Villa Cerro Castillo
Sonra nerden gelir bilinmez olağandışı bir his gelip tüm bedenimde gezinip durur. Sanki bedenimdeki tüm enerji damlalarının uyandırıp beni kendime getirir. Fiziksel dertlerle meşgul olmaktan azat olmuş zihnim işte o zaman sonsuz bir mutlulukla dolar. O zaman esen rüzgara karşı kollarımı açarım bir kartal gibi, ya da yağmurun tadını çıkarırım çocuklar gibi.

Yol az biraz monotonlastığı zaman ise derin  düşünceler sahne almaya başlar. Öyle alelade değil ama. Yolumuz uzun, derin derin düşünülür. Saatlerce sürecek bir maraton bu. Konu konuyu açar,  zihnim olmadık yerdeki en küçük ayrıntıları bulup gündeme almak ister. Bazen üzerinde layıkıyla düşünülmemiş bir mefhum, kimi zaman da yaşanmışlıklar... En çok da özensiz yaşanmış zamanlar, mesai yorgunluğuna feda edilmiş anlar, söylenmemiş sözler... Kendimi kimi zaman yaşanmış bir tartışmanın veya tartışılamamış bir anın en hararetli noktasında bulur, en çok da kendimi analiz eder ve çoğunlukla haksız bulurum. Yanlış üzerinde bu kadar inatla duruşumu anlamaya çalışırım ama anlayamam.

Ben bisiklet üzerindeki bu bol düşünceli anların bir nevi rüya olduğuna inandım. Hani zihin uykudayken günlük bilgileri derler toplar uygun yere yerleştirir derler ya bilim insanları,  ben de sanki her pedalda birşeylerin yerini değiştiriyor,  derliyor topluyorum. Ya da bi camı açıp havalandırıyorum en azından. Diğer bisikletçi arkadaşlara soruyorum sizler ne düşünüyorsunuz bitmek bilmeyen yolculukta diye. Aynı, hep aynı.  Benziyoruz birbirimize.

Demek istediğim kendi dünyana bir yolculuk bu. Keşfettiğin şeyler fotoğrafını çekebildiklerin değil hiçbir zaman. Aldığın yolu ölçmek için anlamlı bir ölçü bulmak zor.  Yazmaksa biraz daha anlamlı kılıyor yaşananları.  Bazen düşünüyorum niye yazdığımı.  Benim için mi? Arkadaşlar okusun diye mi yoksa?

Sonra farkediyorum aslında 40 yıl sonra 70'li yaşlardaki bir çocuk okusun diye yazdığımı. Hatırlasın diye hayat nehrinin akarken aşındırdığı taşları...

Parque Pumallin-Chaiten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Ekle