Rosario yolculuğumun üçüncü şehri. Buenos Aires'ten yaklaşık 300 km uzaklıkta. Ben trenle giderek 6,5 saat sürecek yolculukta yolun tadını çıkarmak istedim. Uzun süredir hasret kaldığım, gözalabildigince uzanan yemyeşil düzlüklerden sonra, günbatımında doğru binbir renk doldu içeri. Trenin otobusten veya diger tasitlardan farki doğayla daha bir baş başa olmasi sanirim. Yandan geçen araçlar veya yol kenarına yanaşmiş evler yok. Arada sırada bir istasyon, o kadar...
Tren istasyonunda arkadaşım Gustavo karşıladi beni. Biraz lafladiktan sonra her hafta Rasario'daki üyelerin ve misafirlerin katıldığı Couchsurfing asado partisine doğru yola çıktik. Asado Arjantin'e geldiğinizde ilk öğrendiğiniz kelimelerden biri oluyor. Bildiğiniz mangal partisi aslinda. Memlekette et fiyatları Türkiye'nin yarısı kadar. Lezzeti ise açık ara önde. İnsanlar asado icin firsat kolluyor denebilir. Bu kelimenin birinin agzindan çıkması hazırlıkların başlamasına yetiyor.
Ertesi gün Gustavo'yla şehri geziyoruz. Önce Che'nin anıtını. Rosario Che'nin doğduğu ve motosikletiyle yola çıkana kadar yaşadigi şehir. Doğduğu ev şu an kullanılmakta olduğundan müzeye dönüştürülmemiş, önünden geçip gidiyoruz.
Che'nin yazdığı tarih hepimizi biraz farklı bir yerimizden vurur. Kahramanlık hikayeleri hep romantiktir, ama Che'de bizleri daha farklı etkilenmesin bir nedeni olmalı. Ben kendimce buna bir cevap buldum. Modern çağın diğer kahramanları içinde bulunduğu şartların yoğurduğu karakterler. Che ise bu şartlari kendi arayip buldu. Ghandi sömürülen bir ülkenin avukatıydı ve yaşanan zulmü iliklerine hissederek yetişti. Atatürk dejenerasyon son dönemini yaşayan bir imparatorluğun kalbinde, yozlaşmayı ve çöküşü derinden hissederek yetişip bir ülkenin kahramanı oldu. Bizim Atatürk veya Ghandi ile empati kurmamız çok güç. Che Guevara'nın öyküsü ise çok daha yakin, çok daha hayatımıza dokunan bir yerde. Hala izlemeyen varsa "The Motorcycle Diaries".
Rosario Arjantin'in üçüncü büyük şehri. Rio de Paraná kenarında huzurlu bir kent. İnsanları güneşi görünce nehrin kenarına akın edip güneşlenmek tercih ediyor. Biz de Gustavo ile güneşin tadını çıkarıp bol bol fotoğraf çekiyoruz.
Rosario da görülmeye değer yerlerden biri Monumento de Bandera (bayrak anıtı). Devasa anıtıñ teras katı balkonunda enfes bir şehir manzarasi var. Bir de önündeki meşaleyle esprili fotoğraflar çekebilirsiniz :)
Bir de şehrin karşı taraftaki Viktoria sehriyle bağlanmasına vesile olmuş 4.100 m uzunluğundaki Puente Victoria (Victoria Koprüsü) var ki 2003 yılında tamamlanarak 5-6 saatlik mesafeyi 15 dakikaya indirmiş. Geceleri karşı tarafın karanligi ve nehrin sessizliği ile birleşince, karanlığa doğru uzanan bu ışık hüzmesini saatlerce seyredip düşüncelere dalmak istiyorsunuz.
Ve Rosario'daki arkadaşım, günün kahramanı Gustavo. Bana ayırdığı kıymetli zamanı için ne kadar teşekkür etsem az.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Ekle