Seçimler

Arjantin'e geldiğim günden beri insanlar seçimlerden başka bir şey konuşmuyor (futbol sezonu sona erdi). Ben de o kadar çok politika muhabbetine dahil oldum ki bu konuda da birşeyler yazmaktan alıkoyamadım kendimi.

Arjantin büyük bir değişim başlamak üzere.  Devlet başkanlığı için seçimlerinde ikinci ayağı 22 kasım pazar günü yapıldı.  İki adaydan biri, iktidarı elinde bulunduran FPV partisinin başkan adayı Daniel Scioli, diğeri Mauricio Macri'ydi.  Ülkenin haftalardir konustuğu tek konu olan bu secimleri Maurucio Macri 51%-49% gibi kılpayı bir oranla kazandi. Bu Arjantin içi çok şeyin değişmesi demek.



Genel durumu bir benzetmeyle anlatayım.  Buradaki mevcut yönetim merkez soldu. Yani az çok Ecevit yönetimi olarak düşünülebilir. Kirchnerizmo denen bu politik anlayış sosyal devlet anlayışınızı benimseyen, dışa karşı yarı açık bir anlayış diyebiliriz. Cristina Kirchner'den sonra Daniel Scioli yeni adaydı. Rakibi Maurice Macri ise tam bir Turgut Özal. Daha once Boca Juniors baskanligi yapmis olan Macri,  bakın dünya değişiyor,  biz olduğumuz yerde sayıyoruz, gelin değiştirelim bu kafayi  Arjantin'in kapılarını dunyaya açalım diyordu. Partisinin seçimlerdeki slogani da "değisiyoruz" du. Arjantin halkında mevcut yönetimin diktatörlüğe gittiği yönünde korkular hakim olduğundan Mauricio Macrí değişim fikrinin çekiciliği ve karizmatik görünümüyle  beklenenden çok daha iyi bir performansla kazandı. 

Arjantin'liler birçok yönden eleştirseler de bence harika bir seçim süreci yaşadılar. Yukarıdaki resimde bir tartışma programındalar mesela, diğer demokratik ülkeler gibi. Ya da telefonla herhangi bir tartışma programına canlı yayında bağlanıp en sert soruları bile cesaretle cevaplıyorlar. Hatta sabah programında bile gördüm. Evet sayın Scioli'ye katılımı için teşekkür ediyoruz dedikten sonra aşcıya dönüp ustacım ne var bugün yemekte :) diyebiliyorlar. 

Politika gündemini %90 oranında ekonomi oluşturuyor. Diyebilirim ki neredeyse baska dertleri yok. Terör yok, azınlıklarla ilgili problem yok, dinle ilgili bir argüman yok. Böyle bir seçim süreci hayal ettim Türkiye'de de... neyse, bu konuya girmiyorum.

Arjantin ekonomisinde döviz kuru ilginç bir konu. Mevcut ekonomi yönetimi kuru kontrol etmeye çalışıyordu.  Aşağıdaki gibi piyasada iki farklı fiyat oluşuyordu. Dolar blue veya diğer deyişle dolar paralel denen bu oran memlekete gelen turistin yüzünü güldürürken yurtdışı çıkacak veya dolar yatırım yapacak vatandaşın canına okuyordu. Resmi döviz ofislerinde 1 dolarınız yaklaşık 10 peso ederken, İllegal birçok ofiste 15 peso değerinde. Bu durumda kimse resmi ofislerde satmıyor dolarını. Vatandaşın döviz alması çok istisnai durumlar haricinde yasak. İthalat yapıyorsanız özel izinle alabiliyorsunuz. Öyle resmi ofisten 10'a alıyım 15'ten satarım yok yani. Macri bunu da değiştireceğini ve piyasada tek bir kur olacağını söylüyordu. Kaç olacağı hakkında bir fikri yok tabi.




Macri'nin bazı vaatlerini duyunca Cem Uzan'ı hatırlamamak elde değil. Cem Uzan zamanında %7 oy almıştı hani. Hatta birçok aklı başında insan ulan şu ülkeyi mevcut haliyle save edip versek şu adamın eline  gibi bir düşünceye kapılmıştı. İşte burda Cem Uzan'i seçtiler. Tabi Macri'nin Cem Uzan'dan farkı başarılı bir Boca Juniors başkanlığı ve Buenos Aires valiliği tecrübesi olması.

Arjantin seçimini yaptı ve Şili ve Brezilya gibi kendini kapitalizmin kollarına attı. Nelerin değişeceğini zaman gösterecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Ekle